T HABER
Son Haberler:
BAF, Bulgaristan Türklerinin sorunlarının masaya yatırılmasını talep etti.Sivil toplum kuruluşu Bulgaristan Adalet Federasyonu (BAF) Başkanı Sezgin Mümin, Hak ve Özgürlükler Hareketi (HÖH) partisi Genel Başkanı Lütvi Mestan'a yazdığı mektupta kurulacak hükümeti Bulgaristan Türklerinin sorunlarını çözmesi halinde desteklemesini istedi.Mektubun kopyaları da Meclis'te temsil edilen Bulgaristan'ın Avrupa Gelişimi İçin Vatandaşlar Partisi (GERB) , Bulgar Sosyalist Partisi (BSP) ve Ataka Partisine gönderildi. Sezgin Mümin, 11 Ocak Bildirisi'ni Meclis'e sunan GERB'e; özellikle de Güçlü Bulgaristan İçin Demokratlar Partisi (DSB) Genel Başkanı İvan Kostov'a teşekkür etti.

Son Haberler

Bulgaristan seçimlerinde kim kazandı kim kaybetti?

23 Mayıs 2013 Perşembe


Ridvan TÜMENOĞLU

Balkan coğrafyasında en fazla Türk'ün yaşadığı (yaklaşık 1 milyon) Bulgaristan'da elektrik fiyatlarına yapılan zamlara karşı yapılan protestolar ile başlayan süreç, erken seçimle sonuçlandı. 12 Mayıs'ta gerçekleştirilen seçimler; komşu Bulgaristan için olduğu kadar ülkede yaşayan soydaşlarımız ve Bursa başta olmak üzere Türkiye'nin farklı şehirlerinde yaşayan Bulgaristan vatandaşları ile için de tarihi bir önem arz ediyordu. Çünkü ülkenin demokrasiyle tanıştığı 1990 yılından bu yana Türklerin partisi olarak adlandırılan Hak Ve Özgürlükler Hareketi aradan geçen 20 yılı aşkın sürece alternatifsiz olmuş ve tüm eksikliklerine, hatalarına rağmen Ankara'nın kayıtsız şartsız desteğine haiz olmuştu.
HÖH DEFTERİ NEDEN KAPANDI?
Ancak seçimlere çok kısa bir süre kala Ankara aniden HÖH'ten desteğini çekmekle kalmamış, bazı iktidar milletvekillerinin söylemiyle "HÖH'ü bitirmek için" düğmeye basmıştı. Her ne kadar HÖH kadrolarının Türkiye ile ilişiklerinde soğuk davranması ve Ankara'ya beklediği ehemmiyeti vermemesi bu planın bir gerekçesi olarak gösterilse de HÖH'ün yerine, çok kısa bir süre öncesine kadar HÖH genel başkan yardımcılığıyapan ve bu partinin Ankara ile ilişkilerinin mimarı olan ve yıllarca bu diyalogu yürüten Kasım Dal liderliğindeki Hürriyet ve Şeref Halk Partisi'nin (HÖŞH) desteklenmesi asıl sebebin çok daha farklı olduğu düşüncesini akla getirmektedir. HÖH ile Ankara AK Parti ilişkilerin kopmasının asıl sebebi ise Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın 2010'da gerçekleştirdiği Sofya ziyaretidir. Bu temaslar esansında, Erdoğan'ın talebine rağmen HÖH Lideri Ahmet Doğan'ın kendisi ile görüşmeyi kabul etmemesi, Ankara yönetiminin HÖH'ü bitirmek için düğmeye basmasınıberaberinde getirmiştir.
GÖLGE BAŞKANLAR MÜCADELESİ
Komşuda geçtiğimiz günlerde yapılan seçimlere soydaşlarımız bu siyasi atmosfer içinde girdi. AK Parti Hükümeti, HÖH'ün yerine Kasım Dal'ın denetiminde ve eğitimini Türkiye'de tamamlayan Korman İsmailov liderliğindeki HŞHP'yi destekleme kararı aldı. Aynı dönemde ise Parti'nin genel kurulunda uğradığı başarısız suikast girişiminin ardından Ahmet Doğan genel başkanlığı Lütvi Mesta'na bıraktı. Bulgaristan Türkleri ülkenin demokrasi tarihinde ilk defa iki güçlü sayılabilecek parti arasında tercih yapacakları bir sürece girerken, her iki partinin genel başkanları ise perde arkasındaki liderler tarafından yönlendirildi. Özellikle Ankara'nın maddi ve manevi desteğini arkasına alan HŞHP, teşkilatlanmasını ve altyapısını dahi tamamlayamadan, yıllardır Bulgaristan Türklerinin tek siyasi yapısı olan HÖH' ün alternatifi olma iddiasıile seçim sürecine girdi.
SÜRECİYÖNETEMEYENLER
Bulgaristanlı Türk aydınlarının kan davası ve intikam almak mücadelesi olarak değerlendirdiği süreçte iki AK Partili milletvekili ön plana çıktı; Bursa Milletvekili Mustafa Öztürk ve İstanbul Milletvekili Hüseyin Bürge. Her iki vekilde ağır bir dille HÖH kadrolarını eleştirirken, AK Parti hükümeti için bu sayfanın kapandığını hiçbir desteğin sağlanmayacağını, ne pahasına olursa olsun bu defterin kapanacağını defalarca söylediler. Özellikle Türkiye'de çok ciddi bir baskı uygulanarak, bu güne kadar HÖH'ü sürekli destekleyen STK'lar ya HŞHP desteklemeye ya da oyunun dışında kalmaya zorlandı. Bu vekiller sanki kendi seçim bölgelerinde, kendileri adaymışgibi Bulgaristan Türklerini bölme pahasına yoğun bir çabanın içine girdiler, yerel yönetimler aracılığıyla billbordlara HŞHP afişleri asıldı, yerel gazete ve televizyonlara çarşaf çarşafa ilanlar, reklamlar verildi. STK'lar, bazı ayrıcalıklarından mahrum bırakılmakla tehdit edildi. İşte böyle bir ortamda Bulgaristan ve Türkiye'deki soydaşlar sandık başına gitti.
TÜRKLER SANDIĞA GİTMEDİ
Bulgaristan'da, seçimlere katılım genellikle az olmakla birlikte 12 Mayıs'ta yüzde ise adeta dip yaptı ve yüzde 46'larda kaldı. Diğer bölgelere göre seçimlere katılımın yoğun olduğu Türk bölgelerinde de seçimlere ilgi göstermedi. Öyle ki Bulgaristan Türklüğü'nün başkenti olarak kabul edilen ve Türk adayların tulum çıkardığı Kırcaali'de katılım oranı yüzde 30'larda kaldı.Türklerin seçimlere ilgi göstermemesinin sebepleri olarak ise HÖH'ten duyulan memnuniyetsizlik ve AK Parti iktidarının uyguladığı baskılar olarak gösterildi.
SANDIKTAN YİNE KAOS ÇIKTI
Seçim sonuçlarına ana hatlarıyla göz attığımızda; bazı siyaset bilimciler tarafından Bulgaristan'ın AK Partisi olarak da nitelendirilen Boyko Borisov liderliğindeki GERB, yüzde 30,53 ile 98 milletvekilliği kazanırken, ana muhalefet konumundaki Bulgaristan Sosyalist Partisi yüzde 26,65 ile 86milletvekili çıkardı. Türklerin partisi olarak nitelendirilen ve seçim sürecinde Türkçe ve Türk azınlığın hakları ile ilgili söylemleri ile dikkat çeken HÖH ise ülkenin üçüncü büyük partisi konumundaki yerini koruyarak yüzde 11,22 ile 33 milletvekilliği elde ettiBulgar ırkçıların partisi olan ve enses ilişkiler, ırkçısaldırılar, gibi skandallarla adından sıkça söz ettiren ATAKA ise yüzde 7,3 ile 23 milletvekili çıkararak 240 sandalyeli meclise girmeye hak kazanan dördüncü parti oldu. Yüzde 4'lük seçim barajını aşabilmek için Çar Simeon Sakskoburggotki'nin partisiyle NDSV ile koalisyon kuran HŞHP'nin oyu ise 1,6'da kaldı.
HAK VE ÖZGÜRLÜKLER'E AMORTİ
Sonuçlardan da anlaşılacağı üzere, bir istikrar hedefiyle yapılmasına rağmen, her an siyasi bir kriz çıkarmaya gebe bir tablo ortaya koyan seçimin, her oylamada olduğu gibi kazananları ve kaybedenleri oldu;
-Seçimin şüphesiz en büyük galibi, tüm baskılara, yıldırıma politikalarına, bölünmemeyi başaran Bulgaristan Türkleridir.
-Seçimin amortisi ise Türkiye'nin desteğini kaybetmesine, genel başkanını değiştirmesine ve ilk defa kendisiyle aynı doğrultuda, aynı hedef kitleye yönelik siyaset yapan güçlü denilebilecek bir rakibe rağmen Bulgaristan'ın üçüncü büyük siyasi gücü olma başarısını devam ettiren HÖH'ün oldu… Bu arada, seçim öncesinde Ankara ile ilişkilerin düzeltilmesi için zeytin dalıuzatan Mestan'ın seçimin hemen sonunda dolaylı olarak Türkiye'den gelen oylara ve Türkiye'nin desteğine ihtiyacı olmadığını söylemesi kazancını daha ilk anda düşüren talihsiz bir açıklama oldu.
SURDA GEDİK AÇILDI
-İlk kaybeden bir kaostan başak bir kaosun içine giren Bulgaristan oldu. Siyasi partileri hiç biri tek başına iktidara yaklaşamadı bile, Dolayısı ile siyasi kargaşanın hakim olduğu Bulgaristan'da halk kaybetti.
-Kasım Dal, hareketi adeta ölü doğdu, Barajı kesin aşacağı söylenen HÖŞH beklentilerin çok uzağında kalarak, soydaşların onları bir alternatif olarak görmediğini gözler önüne serdi.
-Kırcaali kaybetti; Yüzde 78'lerde olan seçimlere katılım oranı 12 Mayıs'ta yüzde 30'lara kadar indi. Bunun sonucunda, Kırcaali'den uzun bir aradan sonra Türk olmayan bir aday milletvekili seçildi.
ANAVATANDA KAYBEDENLER
Kaybedenler sadece Bulgaristan ile sınırlı kalmadı… Türkiye'de Komşudaki seçimlere yönelik söylem ve eylemleri dolayısı ile ciddi kan kayıpları yaşayan kurum ve kişiler oldu;
-Bu güne kadar Bulgaristan Türkleri arasında ayrılığa yol açabilecek siyasi yapılanlara hiçbirşekilde taviz vermeyen ve tüm sorunların bilincinde olmasına rağmen Türklerin bölünmemesi adına HÖH'ü neredeyse kayıtsız şartsız destekleyen BALGÖÇ önderliğindeki bazı sivil toplum örgütleri, maruz kaldıkları baskılar sonucu tarafsızız açıklaması yaparak yıllardır sürdürdükleri misyonuna ters bir hamle yaprak hanelerine önemli bir eksi yazdırdılar….
-Özellikle 2011 seçimlerinden itibaren, başta Bursa olmak üzere, birçok bölgede Bulgaristan Türklerinin önemli bir desteğini alan AK Parti, gerek uyguladığı iddia edilen baskılar, gerekse Bulgaristan Türkleri için adeta kutsal bir yapı olan HÖH'e bir anda savaş ilan ederek, seçimlerin sonucunda istediğini alamadığı gibi, kendine yönelen sempatinin bir kısmını antipatiye dönüştürdü…
-Sürecin en fazla kaybedenleri ise şüphesiz süreci idare etmekle görevlendirilen Mustafa Öztürk ve Hüseyin Bürge oldu. Bulgaristanlı olmasına rağmen milletvekilliği öncesinde bu ülkeyle pek ilgisi olmayan Öztürk, özellikle Bursa'daki STK'lara yönelik tehditvari açıklamaları ve baskıcı tutumu nedeniyle, zaten çok az olan göçmenler arasındaki kredisini bitme noktasına getirdi. HÖŞH'ün başarısızlığıÖztürk'ün Ankara'daki durumunu olumsuz etkileyeceği aşikar. Bürge, ise adeta HÖH'e savaş ilan eden söylemleri yüzünden ciddi tepkilerle karşı karşıya kaldı...
Bu sonuçlar, başta iki milletvekiline devlet politikası ile parti politikasını karıştırmama, uyguladıkları baskı yöntemleri, niyetlerin doğru olsa bile yanlış insanlarla yapılamayacağı konularında önemli dersler verecektir. Ancak, buradan çıkarılması gereken en önemli sonuç ise, Bulgaristan'daki soydaşlarımızın sorunlarının çözümü için baskı ve tehdit yerine, onların fikirlerinin ön planda tutulduğu, birlik ve beraberlik içersinde stratejiler geliştirmek olmalıdır.

BAF, Bulgaristan Türklerinin sorunlarının masaya yatırılmasını talep etti


Sivil toplum kuruluşu Bulgaristan Adalet Federasyonu (BAF) Başkanı Sezgin Mümin, Hak ve Özgürlükler Hareketi (HÖH) partisi Genel Başkanı Lütvi Mestan’a yazdığı mektupta kurulacak hükümeti Bulgaristan Türklerinin sorunlarını çözmesi halinde desteklemesini söyledi. Mektubun kopyaları da Meclis’te temsil edilen Bulgaristan Vatandaşları Avrupa Kalkınması (GERB) partisi, Bulgar Sosyalist Partisi (BSP) ve Ataka partisine gönderildi.
Sezgin Mümin, 11 Ocak Bildirisi’ni Meclis’e sunan GERB’e; özellikle de Güçlü Bulgaristan Demokratları (DSB) partisi Genel Başkanı İvan Kostov’a teşekkür etti.

Mektubun metni:                                            
Bulgaristan Adalet Federasyonu Başkanı Sezgin Mümin’in
HÖH partisi Genel Başkanı
Lütvi Mestan’a

MEKTUBU

bir kopyası GERB partisi
 Genel Başkanı Boyko Borisov’a

bir kopyası BSP
 Genel Başkanı Sergey Stanişev’e

bir kopyası Ataka partisi
Genel Başkanı Volen Siderov’a

Sayın Genel Başkan,
Türk kökenli Bulgaristan vatandaşlarının sorunları ile ilgilenen sivil toplum kuruluşu Bulgaristan Adalet Federasyonu olarak hem tartışmalı olduğu hem de hayatȋ önem taşıdığı için şu ana kadar kimsenin ilgilenmediği birkaç sorunu acilen çözmenizi öneririm. Umarım HÖH yürüteceği siyasetle Oreşarski hükümetine destek verirken açıkça kendi duruşunu sergileyip aşağıda sıraladığımız talepleri sunar:
Bir:
11 Ocak 2012 tarihinde Meclis’çe onaylanan Bulgaristan Müslümanlarının Zorunlu Asimilȃsyonunu Kınayan Bildiri’nin 3. maddesine dayanarak bununla ilgili yetkili kurumların Sofya Askerȋ İl Savcılığı'nın (SVOP) listesindeki II – 048 No’lu 1999 yılı tarihli Bulgaristan Cumhuriyeti ve Avrupa hukuku ve Uluslararası hukuk ilkeleri ve normlarına tamamen aykırı Dava’nın işlemlerinin sonuçlandırılmasını talep ediyoruz. Dava artık yirmi yıldan fazla zamandır soruşturuluyor (!). Bütün bunlar, madurların hakları üzerinde son derece olumsuz etki yapmakta, bu da etkili yargıdan kaçınıldığına işaret ediyor.
İki:
Bulgar yetkililerin, Vatandaş Kaydı ve İdarȋ Hizmet (GRAO) Müdürlüğü’nün kütüklerinden zorla verilen ve sözde Soya Dönüş Süreci döneminde dayatılan bütün Bulgar, Rus adlarını ya da diğer adları silmesini talep ediyoruz.
Zorla dayatılan isimlerin, Türk kökenli Bulgaristan vatandaşları ile Bulgaristan Cumhuriyeti Müslümanlarını şiddetli aşağladığı görüşündeyiz.
Üç:
Bulgaristan Cumhuriyeti’nin karma bölgelerindeki devlet ve belediye okullarında Türk kökenli Bulgaristan vatandaşı statüsüne sahip çocukların Türkçeyi zorunlu ders olarak okumasının resmȋ olarak yürürlüğe girmesini talep ediyoruz.
GERB partisi de olmak üzere, Güçlü Bulgaristan Demokratları (DSB) partisine teşekkürlerimi sunarım; özellikle de Meclis’in 41. hükümetine Bulgaristan Müslümanlarının Zorunlu Asimilȃsyonunu Kınayan Bildiri’yi sunan Kostov’a teşekkürlerimi sunmayı boynumun borcu bilirim, çünkü onların oyları olmadan bu Bildiri onaylanmazdı. Bu Bildiri’yi desteklemeyen on yedi HÖH milletvekilinin çoğu 42. hükümetin de milletvekili. Bildiri’yi BSP’li milletvekillerinden yalnızca üçü onayladı.
Sivil toplum kuruluşu Bulgaristan Adalet Federasyonu olarak birilerine cellȃt, diğerlerine kurban rolü biçilen geçmişteki tarihȋ olayları değerlendirmeyen partiler arasında Bulgaristan adına koalisyon olamayacağı görüşündeyiz.
Meclis’te temsil edilen HÖH partisine hayat hakkı tanımayan bir parti de bunlara ilȃve edilebilir.
Bildiri’ye verilen destek, Bulgaristan’daki etnik Türk grubunun sorunlarına duyarlılığının açık belirtisidir; açık ya da örtülü değişik koalisyonlara girmeden önce yüksek ahlȃk ve etiğinize sığınırım; çünkü sizlere oylarını veren seçmenlerin talepleri göz ardı edilirse bu konulardaki duyarlılığını göstereceklerdir.

Aydın Osman T HABER

RZS, Türkiye'deki sandıklardan çıkan oyların iptalini istiyor

20 Mayıs 2013 Pazartesi


Düzen Kanun ve Adalet Partisi (RZS) 12 Mayıs günü Bulgaristan’da gerçekleştirilen genel seçimler için Türkiye’de kullanılan oyların iptalini istiyor.
RZS Genel Başkanı Yane Yanev, Türkiye’deki seçim sandıklarından alınan oyların iptali için Anayasa Mahkemesi’ne gönderilmek üzere Bakanlar Kurulu’na dilekçeyle başvuruda bulundu. RZS, Türkiye’de oy kullanma sırasında yolsuzlukların yapıldığını iddia ediyor.

‘Başbakan Marin Raykov’la yaptığım görüşmede iptal gerekçelerimizi anlattım' diyen RZS lideri Yanev, başbakanın yasalara sadık kalarak başvurularını Anayasa Mahkemesi’ne göndermesini beklediklerini belirtti.

T HABER

Sezgin Mümin: Bulgaristan Türkleri dilimizi unutursak etnik olarak silineceğiz


Bulgaristan Adalet Federasyonu (BAF) Başkanı Sezgin Mümin, Bulgaristan Türklerine “Ana Dili Zorunlu Ders Olarak Okutulsun” kampanyası ile ilgili açık bir mektup yazdı.
Sezgin Mümin, mektubunda ana dili Türkçenin okutulması için en yakın okullara dilekçe verme süresinin 18 Mayısta sona erdiğini hatirlattı ve erken seçim heyecanıyla kampanyanın geçiştirildiğini kaydetti.

Mektubun orijinal metni:
Bulgaristan Adalet Federasyonu sivil toplum kuruluşu Başkanı Sezgin Mümin'in



MEKTUBU



Sayın Soydaşlar,
Ana Babalar,
Nineler ile Dedeler,
Türk Kardeşlerim,



Çocuklarınızın ana dili eğitimi alması için en yakın okula dilekçe verme süresi 18 Mayıs 2013 tarihinde doldu.

Erken genel seçim süresince esas borcumuzu, yani çocuklarımıza ana dili eğitimi vermemiz konusunu unutur gibi olduk.

Dilin millet belirtisi olarak önemli rolünün kesinlikle bilincindeyiz. Dil, bu toplumun insanlarının birliğini vurgulayıcı unsur olarak bilinir. Biz Bulgaristan Türkleri dilimizin unutulmasına izin verirsek bu iş etnik olarak silinmeye kadar varır.

Türk kökenli Bulgaristan vatandaşlarının çıkarlarını temsil ettiğini iddia eden HÖH ile “Kasim’in partisi” olarak bilinen partilerin programlarında ana dilinin zorunlu ders olarak okutulması, geleneklerimizi göreneklerimizi Türkçe eğitim alarak etnik kimliğimizi koruma koşuluyoktu.

Seçimler dönemsel olarak dört yılda bir düzenlenir, ancak dil, bir toplumun insanlarını birleştirendir, mensubiyet duygusu verir.

Gerekirse ilk ders gününü boykot edip yeni seçilen milletvekillerini Eğitim Kanunu’nda değişikliğe gitmeye zorlayacağız.

Bulgaristan Adalet Federasyonu, herkesi eğitim sisteminde ana dilinin zorunlu ders olarak okutulmasını desteklemeye çağırıyor.

Susarak bizi boş vaatlerle kandıranlara oy vermeyi sürdürmeyelim, ana dilimizi yazmayı konuşmayı unutarak etnik olarak silindiğimizi gören yok.

Nelerin önemli olup olmadığını durup düşünün! Bu yirmi üç yılın hesabını kimden soracağız, güvenip oylarımızı verdiğimiz kişilerden mi, yoksa kendimizden mi!
 Aydın Osman | T HABER

VMRO, Esad rejimi yanlıları ve Ermeniler Türkiye aleyhine protesto düzenledi


Başkent Sofya’da Suriye’deki Beşar Esad rejimini desteklemek amacıyla aşırı sağ VMRO partisi, bir grup Suriyeli ve Ermeni Türkiye aleyhine gösteri düzenledi.
‘Türk İslam Politikasına Karşı’ adını taşıyan gösteriye Hak ve Özgürlükler Hareketi Partisi (HÖH) Pazarcık milltevekili Delian Peevski’nin sahibi olduğu TV7 televizyonu destek verdi.

Graf İgnatiev Caddesi’nden yürüyüşe başlayan gösterici grup, Türk Büyükelçiliği’nin bulunduğu Vasil Levski Caddesi üzerinden yürümeye devam etti. Gösteriye katılan Suriyeliler, Türkiye aleyhine sloganlar atarken, Ermeniler ise sözde soykırımın tanınmasını istedi. 

Gösteriyi yakından destekleyen Tv7'nin Genel Yayın Yönetmeni Nikolay Barekov, GERB partisi lideri Boyko Borisov'a ağır eleştiriler yöneltti. Barekov, 'Boyko Borisov, Türk hükümetine karşı 1990 yılından bu yana 'indirilmiş donlar' siyaseti yürüten tek başbakandır' dedi.

BAF'ın Türklerin sorunları üzerine çalışmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?

EN ÇOK OKUNANLAR

SON YAZILAR

Etiketler

Döviz Kur Çevirici

 
Support : Creating Website | Blog Okulu Template | Blog Okulu
Copyright © 2013. T HABER - Bütün Hakları Saklıdır.
Template Created by Creating Website Published by T HABER
Proudly powered by T HABER